Avrupa Hastalık Önleme ve Denetim Merkezi (ECDC), gereksiz antibiyotik kullananların karşılaşabileceği manzaraya dair uyarıda bulunmuş oldu.

ECDC, Avrupa Antibiyotik Farkındalığı Günü sebebiyle rapor yayınladı.

2016-2022 sürecinin verileri, antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlardan ölenlerin sayısının önceki dönemlere gore arttığını söylüyor.

En yüksek enfeksiyonlar Avrupa’nın güneyinde ve doğusunda

Bu tür enfeksiyonların insan sağlığı üstünde, grip, tüberküloz ve HIV/AIDS virüsleri benzeri tesiri bulunuyor.

Bu türden en düşük enfeksiyonlar Avrupa’nın kuzeyinde, en yüksek enfeksiyonlar ise kıtanın güneyinde ve doğusundaki ülkelerde bildirildi.

Her yıl 35 binden fazla şahıs ölüyor

Avrupa’da her yıl 35 binden fazla şahıs, gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlardan yaşamını yitirdi ve bu sayıların önceki dönemlere gore arttığı vurgulandı.

Raporda, ECDC Direktörü Andrea Ammon’un şu ifadelerine yer verildi:

Ölümlerin sayısında kaygı verici artış

“Antimikrobiyal dirençli bakterilerle, bilhassa son basamak antimikrobiyal tedaviye dirençli olan enfeksiyonlara atfedilebilen ölümlerin sayısında kaygı verici artışlar görüyoruz. Avrupa Birliği/ Avrupa Ekonomik Alanı’nda her gün ortalama 100 şahıs bu enfeksiyonlardan ölüyor.

Gereksiz antimikrobiyal kullanımını azaltmak, enfeksiyon önleme ve denetim uygulamalarını iyileştirmek, antimikrobiyal yönetim programları tasarlamak, uygulamak ve ulusal düzeyde kafi mikrobiyolojik kapasiteyi sağlamak için daha çok çaba gösterilmesi gerekiyor.”

AA’nın haberine gore, raporda şöyleki örnekler verildi:

2018-2019 averajının iki katından fazla

“2021’de, değişik antimikrobiyal gruplara dirençli Acinetobacter türü vakalarının sayısı, 2018-2019 averajının iki katından fazlaydı. Başka bir örnek, çoğu zaman son umar olarak kullanılan bir antibiyotik olan karbapenemlere dirençli Klebsiella pneumoniae vakalarının yüzdesi. Bu oran 2020’de yüzde 31 ve 2021’de yüzde 20 daha artmıştır.”

Raporda, ek olarak 2012–2021 döneminde bilhassa hastanelerde kullanılan “geniş spektrumlu” antibiyotiklerin oranında da artış görüldüğüne yer verildi.